facebook
Vergi

KOBİ'ler için vergi teşvikleri ve avantajları: beklenen düzenlemeler

Yapay zeka aracı ile özetlenmiştir

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ), 2005 yılında yürürlüğe giren bir yönetmelikle çalışan sayısı ve yıllık mali limitlerine göre sınıflandırılmıştır. 2024 itibarıyla 250’den az çalışanı olan ve yıllık geliri veya bilançosu 500 milyon TL’yi geçmeyen işletmeler KOBİ olarak kabul edilir. KOBİ'ler, ekonomiye katkılarından dolayı vergi indirimleri, sigorta prim desteği ve yatırım teşvik belgeleri gibi çeşitli desteklerle devlet tarafından teşvik edilir. Özellikle yatırım, Ar-Ge ve istihdam yaratan KOBİ’lere daha fazla vergi avantajı sağlanır. Teşvik modelleri arasında KDV muafiyeti, gümrük vergisi indirimi, ve sigorta prim desteği gibi unsurlar yer alır. Ayrıca, Ar-Ge ve inovasyon projelerine yönelik vergi istisnalarıyla KOBİ’lerin rekabet gücü artırılır. Vergi affı gibi uygulamalar da KOBİ'lerin mali yüklerini azaltır ve ekonomiye katkıda bulunmalarını sağlar.

İçindekiler

1. KOBİ'ler için vergi teşvikleri ve avantajları nelerdir?

2. KDV istisnası ve iade avantajları

3. Ar-Ge ve inovasyon destekleri

4. Vergi affı nedir ve kimler yararlanabilir?

5. Beklenen vergi düzenlemeleri

Kısaca KOBİ olarak bilinen işletmeler aslına devlet tarafından düzenlenen bir teşvik programı çerçevesinde sınıflandırılan işletmelerdir. 19.10.2005 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik hükümleri KOBİ olarak kabul edilecek işletmelerin tanımını yapan hukuki düzenlemedir.

Yönetmeliğe göre KOBİ olarak sınıflandırılan işletmelerde çalışan sayısı ve mali limit kriteri söz konusudur. 2024 yılında yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yıllık çalışan sayısı 250’den az olan ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosundan herhangi biri 500 milyon lirayı aşmayan işletmeler KOBİ olarak kabul edilmektedir.

KOBİ'ler için vergi teşvikleri ve avantajları nelerdir?

KOBİ olarak adlandırılan işletmeler ekonomik hayat içerisinde büyük roller üstlenir. Üretimin ve istihdamın eşzamanlı artışı bu işletmelerin verimli ve kazançlı çalışabilmesi ile mümkün olur. KOBİ’ler bu sebeple devlet tarafından çeşitli usullerle desteklenir, hayatta kalması ve yenilerinin kurulmasının önü açılır.

KOBİ teşvikleri kapsamında vergi enstrümanı sıklıkla kullanılan ve işletmelere önemli ölçüde destek sağlayan bir uygulama olmaktadır. Bu işletmelerin vergi yükünü hafifletmek amacıyla çeşitli indirimler ve muafiyetler sağlanır. KOBİ’lerin tamamına aynı indirimleri yansıtmak yerine uygulamada özellikle yatırım yapan, istihdam yaratan ve yenilikçi projelere imza atan KOBİ’ler çeşitli usullerle ayrıştırılarak desteklenmektedir.

KOBİ’lere uygulanan teşvikler arasında en önemlilerinden söz etmek gerekirse yatırım teşvik belgeleri, vergi indirimleri, sigorta prim destekleri ve KDV istisnalarından söz edilebilir. Ayrıca zaman zaman uygulamaya konulan daha farklı teşvik modelleri de olabilmektedir.

KOBİ’lerin belirli yatırım projeleri için devlet tarafından uygulanan teşviklerden yararlanması yatırım teşvik belgesi ile mümkün olmaktadır. Yatırım teşvik belgesi uygulaması yatırımın niteliğine, büyüklüğüne ve sektörel bazlı uygulamalara göre değişik şekillerde olabilmektedir. Bu çerçevede yeni bir üretim tesisi kurmak ya da var olan tesislerini modernize etmek isteyen KOBİ’ler devlet tarafından farklı yöntemlerle teşvik edilir.

Bu maksatla uygulanan teşvik modelleri arasında vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti ya da faiz desteği gibi unsurlar yer alır. Yatırım teşvik belgesi kapsamında bunların dışında kalan teşvik ve destek uygulamaları da olabilmektedir. 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programının imalat sanayiinde yer alan KOBİ’lerin dijital teknolojileri daha etkin kullanımı için destekleneceğine yönelik ifadelere yer vermesi buna iyi bir örnek teşkil edebilir.

KOBİ’ler için uygulamaya konulan sigorta prim destekleri işletmelerin istihdam maliyetlerini azaltır ve daha fazla personel istihdam etmeleri yönünde onları teşvik eder. Uygulamada özellikle genç ve kadın çalışanların istihdamını artırmayı hedefleyen teşvik modelleri söz konusu olmaktadır.

KOBİ vergi teşvikleri de zaman zaman uygulamaya konulan kurumlar vergisi indirimi, gümrük vergisi ya da KDV muafiyeti gibi unsurlardan oluşabilir. Sektörel bazda yapılabilen uygulamaların yanı sıra özellikle yatırım teşvik belgesi ile elde edilen çeşitli KOBİ vergi teşvikleri bulunmaktadır.

Devlet tarafından uygulamaya konulan teşviklerin amacı KOBİ’lerin maliyetlerini azaltarak rekabet güçlerini arttırmaktır. Bunun bir sonucu olarak sürdürülebilir büyüme elde edilir ve piyasada iş hayatının sağlıklı çalışması sağlanır. Bu sebeple KOBİ’lerin teşvik sistemini iyi takip etmesi ve uygulamadaki avantajlardan haberdar olarak yararlanması son derece önemlidir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uygulayacağı teşvik sisteminin sunumunda yatırım teşviklerini dört ana başlık altında gruplandırmaktadır. İller arasındaki gelişmişlik farkını azaltmayı, illerin üretim ve ihracat potansiyellerini artırmayı hedefleyen bölgesel teşvik sistemi uygulanan yöntemlerden birisidir. Bakanlık bölgesel teşvik uygulamalarına ilaveten genel teşvik uygulamaları, öncelikli yatırım konuları ve stratejik yatırımlar başlıkları altında da teşviklerini sürdürmektedir.

Destek unsurlarının çeşitliliği bakımından bölgesel teşvik kategorisinde oldukça fazla avantajlı uygulama bulunur. Bu çerçevede bölgesel teşvik uygulamamasında KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi işçi hissesi desteği, faiz veya kâr payı desteği, yatırım yeri tahsisi gibi destek unsurlarından söz etmek mümkündür.

Diğerlerinde olduğu gibi bölgesel teşvik uygulamalarında vergi indirimi, gelir veya kurumlar vergisinin yatırım için öngörülen katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli olarak uygulanması şeklinde gerçekleşir. Yatırım için öngörülen katkı tutarına ulaşıldığında vergi indirimi uygulamasına son verilir.

KDV istisnası ve iade avantajları

Ülkemizde hemen hemen tüm mal ve hizmetler üzerinden katma değer vergisi (KDV) alınmaktadır. KDV mükellefleri bu verginin bildirilmesi ve aktarılması gibi işlemlerden sorumludur. Ancak belirli faaliyet gruplarına dahil olan işletmeler ürettikleri ürünler veya hizmetler üzerinden KDV ödemekten muaf tutulmuşlardır.

KDV yönünden istisna kapsamına giren iş, ürün veya hizmetler için KDV istisnası veya muafiyeti uygulanır. Söz konusu uygulama tam ve kısmi istisna olarak iki başlık altında değerlendirilir. Katma değer vergisi yönünden tam istisna kapsamına alınan işletmeler makine ve teçhizat alımlarında da KDV’den muaf tutulurlar. Bunun için yatırım teşvik belgesi alınmış olması gereklidir. KDV iade avantajları ve fırsatları için güncel mevzuatı ve duyuruları takip etmek oldukça önemlidir.

Katma değer vergisi yönünden kısmi istisna uygulamasına tabi olan işletmeler ise satın aldıkları makine, teçhizat, araç, gereç alımları için KDV ödemekle mükelleftir. Ancak sattıkları mal ve hizmetler için KDV söz konusu olmaz. Bunun en olumsuz tarafı ise bu durumda mahsuplaşacakları bir KDV olmayacağı için ödedikleri tutarı düşme imkanları olmayacaktır.

Stratejik yatırımlar kapsamında olan ve sabit yatırım tutarı 500 milyon Türk Lirasının üzerindeki bina-inşaat harcamaları için tahsil edilen KDV’nin iade edilmesi söz konusudur. KDV iadesi olarak adlandırılan bu durum yatırım teşvik belgesi alan işletmelerin ödemek zorunda kaldığı KDV tutarlarına ait iade işlemlerinde de kullanılan bir yöntemdir.

Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesi bulunan KDV mükelleflerine münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat alımlarında KDV istisnası söz konusudur. Bu maddeye dayanan KDV istisnasında yatırım teşvik belgesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Uygulama, yapılan son düzenleme ile uzatılmış ve 2024 yılı sonuna dek geçerli olması sağlanmıştır.

5746 sayılı Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde faaliyet gösteren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere gerçekleştirdikleri yeni makine ve teçhizat alımları KDV'den istisna tutulmuştur. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi böylelikle KDV muafiyeti ile pekiştirilmiş olmaktadır.

Ar-Ge ve inovasyon destekleri

KOBİ’ler için Ar-Ge faaliyetleri inovatif ve yüksek katma değerli ürün elde edebilmek için son derece önemli roller üstlenir. Bu sebeple KOBİ işletmeleri önemli destek unsurları ile desteklenir. KOSGEB tarafından bu maksatla uygulanan Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Destek Programı’nın amacı öncelikle araştırma geliştirme ve inovasyon projeleri aracılığıyla bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşların KOBİ’ler bünyesinde ortaya çıkmasıdır.

Ayrıca ürün geliştirme faaliyetleri sonucunda değişen pazar taleplerine ve teknolojik gelişmelerle uyumlu hale getirilen orijinal, iyileştirilmiş veya değiştirilmiş yeni ürünlerin KOBİ’ler tarafından üretilmesinin sağlanması bir başka amaçtır. Böylelikle iç ve dış pazarda daha rekabetçi ve karlılığı yüksek işletmelerin ortaya çıkması hedeflenmektedir.

Ar-Ge vergi teşvikleri ile ilgili olarak yatırım teşvik belgesi alan işletmelerin KDV muafiyeti ya da kurumlar vergisi muafiyetinden yararlandırılması gibi uygulamalar söz konusu olabilmektedir. Bu çerçevede yapılan destek kalemleri arasında makine, teçhizat, donanım, hammadde, yazılım ve hizmet alımı desteklemeleri bulunur. Ayrıca nitelikli personel desteği ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin giderler ile ilgili olarak uygulanan destek unsurları da vardır.

Yukarıda sayılanlara ilave olarak 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun Ar-Ge personelinin ücretine ilişkin getirmiş olduğu istisnalar da söz konusudur. Bu çerçevede Ar-Ge personelinin Teknoloji Geliştirme Merkezinde yürüttüğü görevle ilgili olarak elde ettikleri gelirlerin üniversite bünyesinde kadrolu olan öğretim elemanları için %50’si, diğer Ar-Ge personeli için %25’i gelir vergisinden müstesna olmaktadır.

Ülkemizde Ar-Ge faaliyetleri asıl olarak 5746 sayılı Araştırma, geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile düzenlenmektedir. Söz konusu Kanun Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin faaliyet giderlerini vergi matrahından düşürebilmesine olanak tanır.

Ayrıca bu merkezlerde çalışan personelin AGİ sonrası matrahları üzerinden doktora ve lisans üstü derecesine sahip olanlar için % 95, yüksek lisanslı olanlar ile desteklenecek programlardan birinde lisans derecesine sahip olanlar için % 90 ve diğerleri için % 80 oranında tutar tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Oldukça önemli bir tutara karşılık gelen bu oranlar çalışanlar lehine yapılmış düzenlemelerdendir.

Vergi affı nedir ve kimler yararlanabilir?

Vergi affı uygulamaları zaman zaman eleştirilen adımlar arasında olsa da özellikle KOBİ’ler açısından ciddi fırsatlar anlamına gelebilmektedir. Bu sayede önemli bir finansmana sahip olan işletmeler bunu yatırıma ve istihdama yönlendirme imkânı elde eder. Bu noktada vergi affının sonuçları ile ilgili konulara girmeden önce kendisini tanımlamak yerinde olabilir.

Vergi affı olarak bilinen kavram aslında birikmiş vergi borçlarına ilişkin düzenlemelerdir. Sonuç olarak yapılan, vergi kanunlarına aykırı hareket eden özel veya tüzel kişiliği haiz mükelleflere uygulanacak idari ve hukuki yaptırımların kamusal bir karar ile ortadan kaldırılmasıdır. Bir başka ifade ile devletin alacak haklarından vazgeçmesidir. Devlet yeni vergi koyarken olduğu gibi vergi affını da yeni bir kanun çıkarmak suretiyle gerçekleştirir.

Aslında idare vergi affına dair kanun çıkararak tahsil etmekte zorlandığı alacaklarının bir bölümünden veya faizinden vazgeçerek kısa vadeli gelir elde etmeye çalışmaktadır. Af sonucunda her ne kadar hızlı para girişi temin ediliyor olsa da pek çok araştırma vergi mükelleflerinin ödeme alışkanlıkları üzerine olumsuz etkiler yaptığı sonucuna ulaşmaktadır.

Diğer yıllarda olduğu gibi vergi affı 2024 yılında da beklenti yaratan bir konu olarak gündemde yer alıyor. Af beklentisi tahakkuk etmiş bulunan vergilerin tahsilatını güçleştiren, belki de af çıkar beklentisi ile vergiyi ödememeye teşvik eden bir noktaya gelebilir. Bu ve benzeri yaklaşımlar olmakla birlikte piyasadaki nakit döngüsüne katkıları dolayısıyla vergi affının KOBİ olarak anılan işletmeler tarafından ilgi ve merakla beklendiği ifade etmek mümkündür.

Olası bir vergi affında kapsam ve başvuru şekli kanun ile belirleneceğinden önceden bilinmesi mümkün değildir. Ancak çoğu vergi affı uygulamasında geriye dönük vergi borçları üzerine işlemiş bulunan faizler peşin ödeme durumlarında silinebilmektedir. Vergi affı uygulamaları mükelleflere söz konusu borçlarını taksitlendirerek ödeme imkânı sağlaması bakımından da cazip olabilmektedir.

Bu sebeple olası bir vergi affını takip etmek ve kapsamına giren bir vergi borcu söz konusu ise usulüne uygun şekilde müracaat etmek yerinde olacaktır. Uygulamada kolaylık sağlayan İnternet Vergi Dairesi üzerinden söz konusu başvuru işlemlerinin ve ödemelerin yapılması da önemli bir başka detay olarak anılabilir.

Beklenen vergi düzenlemeleri

Türkiye’de vergi düzenlemeleri ve bu kapsamda vergi affı uygulamaları sıklıkla yapılmaktadır. Vergi affı 2024 yılında da beklenen ve çoğu mükellefin kesin gözüyle baktığı bir düzenleme haline gelmiş durumdadır. Çıkarılması muhtemel olan vergi affı ile geçmiş dönemlere ait birikmiş vergi borçlarının yeniden yapılandırılması ve belirli şartlar altında anapara veya faizlerinin silinmesi söz konusu olabilir. Vergi affı uygulamaları ile vergi mükelleflerinin borç yükü hafifletilirken, devlet vergi gelirlerini kısa vadede toparlamayı hedefler.

Geniş bir kitleyi kapsayacak şekilde düzenlenmesi yönünde bir beklenti oluşan vergi affı 2024 yılında hem bireysel vergi mükellefleri hem de şirketleri heyecanlandırıyor. Sosyal güvenlik prim borcu olan borçlular da yapılandırma imkanlarından yararlanabilmek isterken KDV, gelir vergisi ve kurumlar vergisi yönünden birikmiş borçları olanlar yapılandırma haberlerini ilgiyle takip ediyor.

En son 2023 yılında çıkarılan 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümleri doğrultusunda uygulanan vergi affını oldukça geniş kapsamlı olarak değerlendirmek mümkündür. 31 Aralık 2022 tarihine kadar ödenmesi gereken tutarlar esas alınarak oluşturulan uygulamanın kapsamına giren oldukça çeşitli borçlar bulunmaktadır.

7440 sayılı Kanun ile;

  •        Vergiler ve vergi cezaları
  •        Sosyal güvenlik primi
  •        İşsizlik sigortası primi
  •        İsteğe bağlı sigorta primleri ile bunların gecikme cezası ve zamları
  •        Gümrük vergileri ve buna ilişkin idari para cezaları
  •        İdari para cezaları
  •        Ecrimisil borçları
  •        Belediyelerin idari para cezaları ile su, atık su, katı atık ücreti alacakları

Büyükşehir belediyelerinin katı atık ücreti alacakları ile büyükşehir belediyelerine bağlı su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i alacaklar af kapsamına dahil edilmiştir.

Yukarıdaki kapsama dahil kalemler ile ilgili olarak oldukça önemli ödeme kolaylıkları da aynı kanun ile düzenlenmiştir. Pek çok borcun faizi veya gecikme zammı silinirken bazı unsurlar ile ilgili olarak oransal indirimler de söz konusu olmuştur.

KOBİ'ler için vergi avantajlarının önemi

  • Kamunun veya başka bir ifade ile devletin en önemli gelir kaynağı olan vergi uygulamalarının mükellef üzerinde oluşturduğu vergi yükü mali sistem açısından oldukça önemlidir. Kamu kaynağı oluşturması bakımından son derece büyük bir öneme sahip olan verginin ticari faaliyetler ve ekonomik yapı üzerinde ciddi etkileri olmaktadır.
  • KOBİ olarak nitelenen işletmeler yapıları gereği çoğu durumda sınırlı sermaye ve emek yoğun bir üretim modeli ile çalışır. Bu sebeple KOBİ'lerin vergi avantajlarıyla rekabet gücünün arttırılması sanılandan daha fazla yarar sağlayabilir. Bu işletmelere sağlanan vergi indirimleri sayesinde KOBİ’lerin iş geliştirme, yeni yatırım ve istihdam fırsatları elde etmesi muhtemel bir sonuç olacaktır.
  • KOBİ vergi avantajları sayesinde işletme bünyesinde kalacak olan tutar ile Ar-Ge faaliyetleri yapılabilir ve yatırım harcamalarında artış sağlanması mümkün olur. Bunun sonucunda elde edilecek istihdam ve üretim artışı ile ekonomik döngüye vergi gelirinden daha fazla katkı yapılmış olacaktır.
  • Vergi teşvikleri ile işletmeye doğrudan nakit katkısı yapılırken özsermayesi güçlenen şirketin verimlilik ve büyüme rakamlarının olumlu yönde değişmesi mümkün hale gelir. İşletme elinde bulunan nakit parayla vergi ödemesi yapmak yerine bunu faaliyet konusu ile ilgili harcamalara yönlendirerek çok daha farklı hedeflere ulaşabilir.
  • Vergi yükü olarak bilinen ve kısaca ödenen verginin toplam gelire oranı olarak tanımlanan değerin küçülmesi sınırlı bir sermaye ile hareket etmek zorunda olan KOBİ’ler için can suyu anlamına gelecektir. Böylece önemli bir gider kalemi azalırken aynı zamanda işletmenin nakit akışına da ciddi bir destek sağlanmış olur. Büyük çaplı üretim modelleri için farklı değerlendirmeler mümkün olmakla birlikte vergi teşviki KOBİ’ler için son derece değerlidir.
30.09.2024
Detaylı bilgi için Sizi Arayalım.
Telefonunuza doğrulama kodu gönderilecektir.

Aydınlatma Metni’ni okudum, onaylıyorum.

Bu internet sitesinde yer alan tüm içerikler, ziyaretçilere bilgi verilmesi amacıyla hazırlanmış olup tavsiye amacı taşımaz. Logo sitede yer alan bilgilerin doğruluğu, güncelliği ve kullanılması konusunda herhangi bir güvence sunmaz. İlgili bilgiler kullanılmadan önce ilgili konu hakkında bir profesyonelle ile görüşülmesi tavsiye edilir. Logo bu sitede yer alan içerikler sebebiyle doğabilecek zararlar bakımından sorumluluk kabul etmez. Lütfen siteyi ve sitedeki bilgileri kullanmadan önce Kullanım Koşulları’nı okuduğunuzdan emin olunuz.

Logo Yazılım hakkındaki sorularınız ve talepleriniz için

Ürünler hakkında bilgi isteyebilir, demo talebinde bulunabilirsiniz. Uzmanlarımız sizi ihtiyacınıza göre en doğru çözüme yönlendirecektir.


Bize yazın size biz ulaşalım
Telefonunuza doğrulama kodu gönderilecektir.

Aydınlatma Metni’ni okudum, onaylıyorum.